Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından etkilenen 10 şehirde, enkaz kaldırma çalışmaları devam ederken, konaklama ve su gibi temel ihtiyaçlara erişim konusunda hala zorluklar yaşanıyor. Türk Tabipler Birliğinin depremin ilk ayına dair hazırladığı rapora göre ise 80 bin civarında binanın hasar tespitinin henüz yapılmadığı ve geçici yerleşim alanlarında (GYA) barınanlar dışında kalan 10 milyonunun barınma sorunlarının yetkililer tarafından henüz ele alınmadığı ve çözülmediğine işaret ediliyor.
6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli 9 saat arayla meydana gelen 7.7 ve 7.5 büyüklüğündeki depremlerde Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa’da yıkımlar meydana geldi.
Resmi kaynaklara göre, 5 Mart Pazar itibarıyla depremlerde 45 bin 968 kişinin hayatını kaybettiği açıklandı. Resmi kaynakların dışında, hala enkaz altında olanlar ve vatandaşların kendi imkanlarıyla kayıt altına alınmadan çıkardıkları yakınlarının cenazeleri ile belirtilen 45 bin 968’in üzerinde yurttaşın hayatını kaybettiğine dikkat çekiliyor.
DEPREMİN BİRİNCİ AYINDA TEMEL İHTİYAÇLARA ULAŞMADA HALA GÜÇLÜK ÇEKİLİYOR
12 bin 141 bina ve 66 bin 58 bağımsız bölümün yıkıldığı depremin birinci ayında depremzedeler, konaklama, su, tuvalet gibi temel ihtiyaçlara ulaşma konusunda hala güçlükler yaşıyor.
Uluslararası yardımlar ve ülke çapında gerçekleşen seferberliğe rağmen, yardıma ulaşmada güçlük yaşayan depremzedelerin, bir an önce temel ihtiyaçlarının karşılanması ve yardımların devam etmesi yönünde çağrılar devam ediyor.
Malzemelerin ihtiyaç sahiplerine dağıtılmasının yanı sıra yağmalanması ve koordinasyon eksikliği gibi sebepler nedeniyle depremzedelerin yardımlara ulaşmada zorluk yaşadığı belirtiliyor.
KAMU GÖREVLİLERİ ARASINDA DA YAĞMA YAPILDIĞI TESPİT EDİLDİ
Siviller tarafından gerçekleşen yağmalamanın dışında kamu görevlileri tarafından da yardım malzemelerinin yağmalandığı tespit edilenler arasında.
YARDIM MALZEMELERİNİ EVİNE GETİREN EMNİYET MÜDÜRÜ TUTUKLANDI
Tekirdağ’dan Gaziantep’in İslahiye ilçesinde görevlendirilen ve görev bitimi depremzedelere dağıtılan bazı yardım malzemelerini resmi otobüse yükleyip, evine getirdiği tespit edilen 4’üncü sınıf emniyet müdürü Yadigar Işık, tutuklandı.
Depremin ilk günlerinde kurtarma ekiplerinin yetersiz olması, koordinasyon sağlanamaması ve askerin sahaya geç indiğine yönelik eleştirilere tepki gösteren iktidar, devletin tüm imkanları ile deprem bölgesinin tamamına ulaştığını kaydederek, eleştirilere sert tepki gösterdi. Depremin 21’inci gününde Adıyaman’da ziyaretler gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Depremin ilk birkaç günü istediğimiz çalışmaları yapamadık” diyerek helallik istedi.
KIZALAY’DAN ÇADIR SATIŞI SKANDALI
Barınma alanları için ise birçok ülke ve sivil toplum kuruluşlarından çadır ve konteyner yardımı gerçekleşirken, Kızılay’ın Ahbap’a çadır satışına ilişkin skandal, eleştirilerin odağı oldu.
İki binden fazla çadırı, depremzedelere göndermek yerine başka bir yardım kuruluşuna satan Kızılay, durumun yasal olduğunu kaydetti.
Kızılay Başkanı Kerem Kınık, Ahbap ve Kızılay’ın işbirliğinin “ahlaki, akılcı ve yasal” olduğunu savunurken, Türkiye Barolar Birliği (TBB), Kızılay yetkilileri hakkında, ‘güveni kötüye kullanma’ gerekçesiyle Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.
Türk Tabipler Birliği de olağandışı durum bölgesinin değerlendirmesi, barınma, geçici yerleşim alanlarının durumu, sağlık hizmetleri ve durumu, sağlık çalışanları, sağlık sorunları, öncelikli sorunlar ve yapılması gerekenlerin yer aldığı 52 sayfalık rapor yayınladı.
80 bin civarında binanın hasar tespitinin de henüz yapılmadığı belirilen raporda, bölgede yıkıcı olabilen depremselliğin devam ettiğini göz önünde bulundurarak depremden etkilenen nüfusun göç edenler ve geçici yerleşim alanlarında (GYA) barınanlar dışında kalan 10 milyonunun barınma durumlarıyla ilgili ciddi bir veri yetersizliği olduğu kaydediliyor.
Veri yetersizliğinin ise söz konusu nüfusun barınma sorunlarının yetkililerce henüz ele alınmadığı ve çözülmediğine işaret ediyor.
GEÇİCİ YAŞAM ALANLARININ SEÇİMİ DOĞRU DEĞİL
Raporda, geçici yaşam alanları için yer seçiminin doğru yapılmadığı, çadırlar arasında yeterli aralık bırakılmadığı ve bu alanlara yeterli sayıda tuvaletler kurulamadığı belirtiliyor. Raporda, mevcut tuvaletlerin kanalizasyon bağlantılarının yapılamadığı için çalışmadığı kaydediliyor.
Kanalizasyon bağlantısı sağlıklı olarak yapılamayan geçici yaşam alanlarında toprak bazlı tuvaletler kurulabileceğine değinilen rapora göre; özellikle kadınlar, tuvalet sorunu nedeniyle büyük sıkıntı çekiyor.
KADINLAR YETERSİZ TUVALETLER NEDENİYLE DAHA AZ SU VE YEMEK TÜKETİLİYOR
Bölgede görüşülen birçok kadın, tuvalete daha az gitmek için su içmediğini ve çok az yemek yediğini ifade ediyor.
Bölgede kadınlarda idrar yolu ve vajina enfeksiyonları salgın boyutunda. İdrar yolu enfeksiyonlarnın gebelikte en önemli düşük nedeni ve bununla ilgili hiçbir önlem alınmadığı vurgulanıyor.
Bölgede günden güne artan uyuz ve bitlenme vakalarının yanı sıra her geçen gün artan bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkması ihtimaline dikkat çekilen raporda, ayrıca hiçbir önlem alınmadan yapılan enkaz kaldırma işlemlerinin neden olduğu asbest maruziyetine de değiniliyor.